ide BLOG
ide a
BURSLULUK SINAVI
ÖN KAYIT

Çocuğun Bilişsel Gelişiminde Aile ve Okul

Çocuğun Bilişsel Gelişiminde Aile ve Okul

ide Buluşmaları, 

“Çocuğun Bilişsel Gelişiminde Aile ve Okul” semineri ile

devam ediyor

 

Modern eğitim yaklaşımı, deneyimli öğretmen kadrosu ve eğitim teknolojilerine yaptığı yatırım ile eğitim dünyasında kendine ayrıcalıklı bir yer edinen ide okulları, Hilton Kozyatağı’nda gerçekleştirdiği seminerde “Çocuğunuzun Bilişsel Gelişiminde Aile ve Okulun Yeri”ni konunun uzmanlarıyla konuştu.

ide okulları, “Çocuğunuzun Bilişsel Gelişiminde Aile ve Okul” konulu seminer kapsamında 8 Nisan Cumartesi günü Hilton Kozyatağı’nda anne ve babalarla buluştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ide okulları Kurucu Genel Müdürü Bünyamin Çelikten’in hoş geldiniz konuşmasını yaptığı seminerde, ide okulları Eğitim Direktörü Dilek Yakar, "Nasıl bir eğitim?" konusu üzerinde dururken, Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver, çocuklarımızın bilişsel gelişimini desteklerken ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve bu süreçte okulun neler yapması gerektiğine değindi.

Konuşmasında okul olarak deneyimli ve nitelikli eğitim kadrosuyla ayrıştıklarını belirten Bünyamin Çelikten, “Eğitimi kişinin öğrenme sürecinden öte, hayatındaki yaşam konforunu sağlama adına önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. İşte bu yüzden öğrenme hayat boyu bitmeyen bir süreç. Öğrencilerin, bilgi ve becerileri doğru bir yaklaşımla, doğru bir birikimle öğrenmesi gerekiyor. Bu durum, hangi mesleği yaparsanız yapın temel bir unsur. Bu becerilere en doğru, en iyi şekilde nasıl sahip olunabilir sorusu, bizim eğitim adına neler yapmamız gerektiğinin cevabını oluşturuyor. Bu sorunun cevabı da çağdan çağa, yıldan yıla değişiyor. Çünkü insanlık ve gelecek değişiyor. Bizler gelecek için insan yetiştirdiğimizden dolayı da kendimizi sürekli güncellemeliyiz” dedi. Daha nitelikli bir eğitim için neler yapılması gerektiğini konuşmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Bünyamin Çelikten, “ide buluşmaları; nasıl bir eğitim, nasıl bir okul, nasıl bir öğretmen sorusunu hep tartışacağımız ve hep daha iyisini bulmaya çalışacağımız bir yolculuk olacak.” dedi.

“Çocuğun istediğini yapıyor olması, özgüvenli olduğu anlamına gelmez.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver, “Çocuklarımızın bilişsel gelişim desteklerken aile ve okulun yeri” konulu konuşmasında ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve bu süreçte okulun neler yapması gerektiğinden bahsetti. Öğrenmede sadece bilişsel süreçlerin değil, çocukların ruhsal dünyada yaşadıkları zorlukların da etkili olduğuna değindi.

Çocukların yaşlarına uygun bilişsel gelişimin oluşabilmesi için ebeveynlerin neler yapması gerektiği üzerinde duran Meltem Canver, “Çocuk için öğrenme, belirli basamaklardan oluşuyor. Planlamada sorunu olan çocuklarda ise, sınıf ortamında bir şey öğrenmek daha zor olabilir. Çünkü o çocuk, canı istediğinde, istediği şeyi yapmak isteyecek. Bazen bu durum özgüvenle karıştırılıyor. Çocuğun canının istediğini yapıyor olması özgüvenli bir çocuk olduğunu göstermez. Aslında tam tersidir, özgüven dediğimiz şey sınırlarla gelişir. Bir çocuk sınırlarını bildikçe güvenli bir ortamın içerisinde olur ve neyi yapıp yapamayacağını bilmek, onun yapabilirlik kapasitesini artırır. Öbür türlü biz çocuğa, ‘her şeyi yapabilirsin’ yanılgısı sunmuş oluruz.” dedi.

Dikkatin öğrenmedeki ilk adım olduğunu ve bir süzgeç görevi gördüğünü söyleyen Meltem Canver, “Çocuğun dikkat ile ilgili bir sorunu varsa, beklenen performansı gösteremeyecektir. İç dünyada ve dış dünyada birçok uyaran bulunuyor. Tüm bu uyaranları fark ederek, arasından biriyle bütünleşip diğerlerini dışarıda bırakmamız gerekiyor. Çocuk için bu, hiç kolay bir durum değil.” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti; “Çocuğun anne ve baba ile kurduğu ilişki aslında öğrenmenin zemini oluşturuyor. Anne ve babalar, fark ederek ya da fark etmeyerek bebeklikten itibaren çocukların öğrenme ile olan ilişkilerini belirlemede ilk adımları atıyor. Çocuğun yetersizlikle ilgili hiç bir duygusu yoksa o çocuk öğrenmeye aç olmaz. Okul ona yetersizlikleri, bir takım kuralları gösteren bir yerdir, bu yüzden de okula gitmekten mutlu olmaz. Şunu unutmamalıyız ki, okul sizin iş birliği içerisinde olduğunuz ama çocuğun özerk alanıdır.”

“Her çocuğun parlayabileceği bir alan var. Önemli olan onu bulup ortaya çıkarmak.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Nasıl bir eğitim?” sorusuna yanıt veren ide okulları Eğitim Direktörü Dilek Yakar, “ide okullarının merkezinde mutlu öğretmen, mutlu öğrenci var. Öğrenme ortamının güvenli olmasını istiyoruz ki çocuk kendini güvende hissetsin ve bir öğrenenler topluluğu oluşsun. Öğretmenin öğrenciyi dinlemesi, saygı göstermesi, onu bir birey olarak kabul etmesi ve etki yaratabilmesi çok önemli. Artık bu çağda bilgiyi yüklemek değil, beceri odaklı olmak daha önemli. Biz de bu anlamda, eğitim alanında dünyada kabul görmüş farklı program ve yaklaşımlarla besleyerek eklektik bir bakış açısı oluşturduk.” dedi. Çocuğun hem duygusal, hem kişisel, hem de bedensel gelişimine önem verdiklerini söyleyen Dilek Yakar, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı; “Her çocuğun farklı olarak ilgi duyduğu, parladığı alanlar var. Bir çocuk matematikte çok başarılı olurken, diğeri sanatsal alanda kendini çok daha iyi ifade edebilir. Çocukların her birine kendilerini ifade edilecekleri alanlar açmamız gerekiyor.”